geçmisin-gölgeleri-travmalar-bugünkü-hayatımızı-nasıl-sekillendirir

Geçmişin Gölgeleri: Travmalar Bugünkü Hayatımızı Nasıl Şekillendirir?

Hayatımızda bazen kendimize bile anlam veremediğimiz tepkiler verdiğimizi fark ederiz. Ani öfke patlamaları yaşarız, insanlara güvenmekte zorlanırız ya da kalabalık ortamlarda sebepsiz bir huzursuzluk hissiyle dolup taşarız. Kimi zaman da sanki kendi kendimizin önünü kesiyormuşuz gibi, sürekli kendimizi sabote eden davranışlar içinde buluruz.

Bu tepkilerin birçoğu, zihnimizin derinliklerine ittiğimiz, belki de “çoktan geçti” diye düşündüğümüz geçmiş deneyimlerle bağlantılı olabilir. Çünkü geçmiş, her zaman geride kalmaz. Fark etmesek de bugünkü davranışlarımızı, ilişkilerimizi ve hatta bedenimizin verdiği tepkileri sessizce şekillendirmeye devam edebilir.

Peki, geçmişte yaşanan travmalar bugünkü hayatımıza nasıl taşınır? Bu yazıda travmanın ne olduğunu, bugün hayatımızda nasıl kendini gösterdiğini ve bu etkilerle daha sağlıklı bir şekilde başa çıkmanın yollarını ele alacağız.

 

 

 

 Travma Nedir? Sadece Büyük Olaylardan mı Oluşur?

 

Travma denildiğinde çoğu kişinin aklına savaşlar, doğal afetler, ağır kazalar ya da fiziksel saldırılar gelir. Elbette bunlar son derece sarsıcı ve travmatik yaşantılardır. Ancak psikolojik travma, yalnızca “büyük” olaylarla sınırlı değildir.

Psikolojik açıdan travma; kişinin baş etme kapasitesini aşan, yoğun korku, çaresizlik ya da tehdit hissi yaratan her türlü deneyimi kapsar. Bu nedenle çocuklukta yaşanan duygusal ihmal, akran zorbalığı, ebeveyn kaybı, sürekli eleştirilme, aşağılanma ya da ani ve sarsıcı ayrılıklar da travmatik etki yaratabilir.

Burada belirleyici olan, yaşanan olayın büyüklüğü değil; kişinin o anda sahip olduğu duygusal kaynaklar ve bu deneyimi nasıl yaşadığıdır.

 

Geçmiş Travmalar Bugün Nasıl Kendini Gösterir?

 

Travmatik bir deneyim yaşandığında beyin ve beden bu anıyı sıradan bir anı gibi kaydetmez. Anı adeta “donar” ve sinir sistemine kaydolur. Bu da yıllar geçse bile, benzer duygular ya da durumlar ortaya çıktığında aynı tepkilerin yeniden tetiklenmesine neden olabilir.

1. Duygusal ve Zihinsel Etkiler

Çözümlenmemiş travmalar, duygusal dünyamızda çeşitli şekillerde kendini gösterebilir:

  • Sürekli kaygı ve panik ataklar: Sinir sisteminin sürekli tetikte olması, en küçük uyaranın bile alarm yaratmasına neden olabilir.
  • Depresyon ve umutsuzluk hissi: Geçmişin yükü, geleceğe dair umut duygusunu zayıflatabilir.
  • Düşük benlik saygısı: Kişi, yaşananlardan kendini sorumlu tutarak yoğun bir değersizlik duygusu geliştirebilir.
  • Güven sorunları: İnsanların zarar verebileceği inancı, yakın ilişkiler kurmayı zorlaştırır.

2. İlişkiler Üzerindeki Etkileri

Travmalar, özellikle de çocukluk döneminde yaşananlar, yetişkinlikte kurulan ilişkilerde belirgin hale gelir.

  • Kaygılı veya kaçıngan bağlanma: Kimi insanlar yakınlıktan kaçarken, kimileri terk edilme korkusuyla ilişkide aşırı bağlanma eğilimi gösterebilir.
  • Tekrarlayan ilişki döngüleri: Kişi farkında olmadan, geçmişteki travmatik dinamiklere benzeyen ilişkileri tekrar tekrar seçebilir.
  • Yakınlıktan kaçınma: Gerçek duygusal yakınlık, savunmasızlık hissi yarattığı için korkutucu olabilir.

3. Fiziksel Sağlığa Yansımaları

Zihin ve beden birbirinden ayrı değildir. Travma yalnızca zihinde değil, bedende de iz bırakır.

  • Kronik ağrılar ve fibromiyalji: Nedeni tam açıklanamayan kas ve eklem ağrıları görülebilir.
  • Sindirim sorunları: Uzun süreli stres, huzursuz bağırsak sendromu gibi rahatsızlıklara yol açabilir.
  • Bağışıklık sistemi problemleri: Kronik stres, otoimmün hastalıklara yatkınlığı artırabilir.
  • Sürekli yorgunluk: Bedenin sürekli “savaş ya da kaç” modunda olması, enerji kaynaklarını tüketir.

 

İyileşmek Mümkün mü?

 

Geçmişte yaşananları silmek mümkün olmasa da, onların bugünkü hayatımız üzerindeki etkisini azaltmak ve daha sağlıklı bir yaşam sürmek mümkündür. İyileşme bir süreçtir ve her birey için farklı ilerler.

İyileşme Yolunda Atılabilecek Adımlar

  • Farkındalık ve kabul: Bugünkü zorlanmaların geçmiş deneyimlerle bağlantılı olabileceğini fark etmek ve bunu yargılamadan kabul etmek önemli bir ilk adımdır.
  • Güvenli alanlar oluşturmak: Kendinizi duygusal ve fiziksel olarak güvende hissettiğiniz ortamlar, sinir sisteminizin sakinleşmesine yardımcı olur.
  • Öz şefkat geliştirmek: Kendinizi suçlamak yerine, yaşadıklarınıza anlayışla yaklaşmayı öğrenmek iyileşmenin temel taşlarındandır.
  • Bedeni sürece dahil etmek: Yoga, nefes egzersizleri, mindfulness ve benzeri beden odaklı çalışmalar sinir sistemini düzenlemeye destek olur.
  • Profesyonel destek almak: Travma konusunda uzman bir terapistle çalışmak, iyileşme sürecini derinleştirir. EMDR, Somatik Deneyimleme ve Bilişsel Davranışçı Terapi gibi yöntemler travmatik anıların etkisini azaltmada etkili olabilir.

 

 

Ahmet Vefa Çetin

Ahmet Vefa Çetin

Klinik Psikolog Yayın Tarihi: